Saç dökülmesi konusu insanların tarih boyunca en sık yaşadığı cilt problemlerinden biridir. Daha sık erkeklerde görülen bu problemin bilinen en sık nedeni genetik yatkınlıktır. Saç dökülmesi sorununa kadınlarda da rastlanmaktadır ancak kadınlarda bu sorun daha farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Saç dökülmesi problemi tarihsel süreçte de bu soruna çözüm arayışlarına neden olmuştur. Bu arayışlar da saç ekimi işlemini ortaya çıkarmıştır. Gelin hep birlikte saç ekiminin tarihsel gelişimine biraz daha yakından bakalım.
Saç Ekimiyle İlgili Yapılan İlk Çalışmalar
Saç ekimi, tıbbi açıdan bakıldığında bir organ nakli işlemi olarak düşünülebilir. Organ nakli denildiğinde aklınıza bir başka donörden nakil işlemi geliyor olabilir ancak günümüzde saç ekimi için donör kişinin kendisidir. Tarihteki ilk saç ekimi işleminin 1822 yılında Alman bir tıp öğretmeni ve öğrencisinin çalışmaları ile gerçekleştirildiği biliniyor. Bu işlemde saçlar kafa derisinin bir bölümünden başka bir bölümüne nakledilmiştir. Bu işlem erkek tipi saç dökülmesi sorununu büyük oranda çözecek gibi görünse de işlem hakkında geniş bir bilgi bulunmamaktadır. Saç köklerinin nakledilmesi fikri daha sonra Japon doktor Sasagawa tarafından yeniden gündeme gelmiştir. 1939 yılında Japon bir dermatolog “Punch Tekniği” olarak isimlendirilen bir teknikle yara ve yanık izleri üzerinde saç ekimini gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu teknik, saç kökleri içeren saçlı derinin yaralı bölgelerde açılan küçük delikler içerisine yerleştirilmesi ile gerçekleştiriliyordu.
Saç Ekimine Duyulan İhtiyaç
Japonya’da yaşanan bu gelişmeler 1950’li yıllarda Amerika’ya ulaşmaya başladı. 1952 yılında ilk saç ekimi operasyonu Dr. Orentreich tarafından gerçekleştirildi. Bu işlem literatürdeki yerini 7 yıl sonra alacaktı. Literatüre “Donor Dominant” olarak geçen bu yöntem günümüzdeki saç ekimi işleminin temeli sayılır. Dr. Orentreich bu işlemde 4 mm uzunluğunda saç kökleri kullanıyordu. Bu nedenle saç ekimi sonuçları doğal olmayan bir görüntü meydana getiriyordu. Kullanılan bu uzunluk 70’li ve 80’li yıllarda literatürde “Pluggy Look” olarak anılıyordu ancak halk arasındaki ismi çim adamdı. Doğal olmayan bu görünüm her ne kadar sorunu çözüyor gibi görünse de daha doğal bir görünüm elde etme ihtiyacını da doğurdu.
Modern Saç Ekimlerinin Başlangıcı
1980’li yılların sonuna doğru gelindiğinde günümüzde de kullanılan teknikle saç ekimi işlemi gerçekleştirilmeye başlandı. Mikro greft ve mini greft tekniklerinin kullanılmaya başlaması ile ön saç çizgisinin doğallığı yakalanmaya başlandı. 90’lı yıllara gelindiğinde ise saç ekimi dünyanın birçok noktasında uygulanan bir işlem haline geldi. Saçın doğal büyüme yapısını taklit eden Foliküler Ünite Nakli (FUE) ile tamamen doğal görünen başarılı sonuçlar elde edildi.
Günümüzde Saç Ekimi
FUE yöntemi bugün saç ekimi işlemlerinde en sık tercih edilen ve kalıcılığı en fazla olan yöntemlerden biri oldu. FUE yönteminde ekim işlemi için özel uçlu mikromotorlar kullanılır. Bu mikromotorlar aracılığı ile saç kökleri donör bölgeden tek tek alınmakta ve yine ekim yapılacak bölgeye tek tek transfer edilmektedir. Saç ekimi yapılan bölgede herhangi bir dikiş uygulaması gerektirmeyen bu yöntem hem yara izi bırakmaz hem de doğal bir görünüm elde edilmesini sağlıyor.
Saç ekiminin tarihi her ne kadar çok uzun gibi gözükmese de tarihsel süreçte teknolojik gelişmeler sayesinde çok başarılı sonuçlar elde edilmesine sebep olmuştur. Saç Ekimi konusunda daha detaylı bilgi edinmek istiyorsanız “Saç Ekiminin Temel Aşamaları” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Randevu ve detaylı bilgi için web sitemiz üzerinde yer alan telefon numaralarından bize ulaşabilirsiniz.